![]() |
Tweet |
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyun önemini vurgulayan açıklamalar yaptı. Karancı, ‘’Antalya’nın içme suyu kaynaklarının korunması gerekiyor’’ dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, dünyadaki toplam suların yalnızca yüzde 2,5’inin tatlı su olarak kullanılabildiğini ve bu tatlı su kaynaklarının da yüzde 90’ının kutuplarda ve yer altında bulunması sebebiyle insanoğlunun yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının çok az olduğunu ifade etti. Bu bağlamda suyun evrensel öneminin bir kez daha anlam kazandığını kaydeden Karancı, ‘’Suyun insanoğlu için taşıdığı yaşamsal öneminin yanında, ülkelerin varlığı, güvenlik çıkarları, ekonomik gelişimleri açısından da büyük öneme sahip doğal bir kaynaktır’’ diye konuştu.
ANTALYA ŞANSLI BİR KONUMDA
Dünyadaki toplam su tüketiminin oranlarını aktaran Karancı, su tüketiminin gelişmişliğin bir göstergesi olduğunu ifade etti. Türkiye’deki ve Antalya’daki verilere de değinen Karancı, ‘’Ülkemizde ise su kaynaklarının yüzde 72,73’ü sulama, yüzde 11,36’sı sanayi ve yüzde 15,91’i içme ve kullanma suyu amaçlıdır. Antalya, ülkemiz su potansiyelinin %9’una sahiptir. Bölgemiz, su potansiyeli olarak bu durumuyla Türkiye geneline göre şanslı sayılabilecek bir konumdadır. Önemli su kaynaklarımızdan başlıcaları; Eşen-Karaçay, Demre Deresi, Finike-Başgöz Çayı, Finike-Alakır Çayı, Kırkgözler Çayı, Düden Çayı, Aksu Çayı, Köprüçay, Manavgat Çayı, Karpuz Çayı, Alara Çayı, Kargı Çayı, Dim Çayı, Sedre Çayı ve Bıçakçı Çayıdır’’ dedi.
ANTALYA’NIN SUYU KORUNMALI
Başkan Karancı, plansız kentleşme, yoğun göç, yüksek turizm etkisi ve tarımsal faaliyetlerin yarattığı baskı nedeni ile Antalya’nın su kaynaklarının tehlike altında olduğunu ifade etti. Antalya’nın içme suyunun korunması için gerekli tedbirlerin alınmadığı konusunda eleştiri yapan Karancı, ‘’Mutlak koruma alanlarında su yapıları dışında hiçbir şeyin yapılmaması gerekirken bu alanlara otoyollar yapılmakta, bu bölgelerde yerleşime izin verilmekte ve tarımsal faaliyetler yapılmaktadır. Resmî Gazetede mutlak koruma alanı statüsünde değerlendirilen Döşemealtı ve daha üst seviyelerde bulunan yüzlerce düden korunmayı beklemektedir. Su kaynaklarımızın kanun, yönetmelikler ve bilimsel gerekçeler doğrultusunda korunmamasının sonucunda su kaynaklarımızın süreç içerisinde kullanılamaz hale geleceği konusunda yerel yöneticileri ve karar vericileri bir kez daha uyarıyoruz’’ diyerek konuya dikkat çekti.
PEKİ NE YAPILMALI?
Su kaynaklarının doğru yönetilmesi ve kullanılması yönündeki öngörü ve önerilerini paylaşan Karancı, suyun ticari bir meta olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek, ‘’Yer Altı suyu ve beslenme havzalarında bulunan yerleşim alanları, sanayi tesisleri, tarım ve hayvancılık alanlarında yüzey ve yer altı sularının kirliliğine neden olan unsurlar önlenmeli, aşırı su kullanımının önlenmesi amacıyla sulama sahalarının jeolojik yapısına uygun sulama sistemleri seçilmelidir. Bunun yanında şehir ve sulama şebekelerindeki su kaçakları da önlenmelidir’’ diye konuştu.
YEREL YÖNETİMLERE SESLENDİ
İçilebilir su kaynaklarının korunması ve yönetilmesinde yerel yönetimlerin üzerine büyük görevler düştüğünü ifade eden Karancı yetkililere seslendi: ‘’Genel idareler ve bu dönem seçilecek yerel yöneticiler; içilebilir su kaynaklarının yönetilmesi ve kirlenmeye karşı korunması, yürürlükteki yasalar ve yönetmeliklere uyulması konusunda dikkatli davranmalı ayrıca Meslek Odalarının uyarılarını dikkate almalıdır.’’
‘DENETİM ŞART’
22 Mart Dünya Su Günü’nün önemini bir kez daha vurgulayarak kutlayan Başkan Karancı, gerekli denetimlerin yapılması gerektiğini işaret ederek, ‘’Ülkemizin en güzel şehirlerinden biri olan turizmin ve tarımın başkenti şehrimizin çevre ve su kaynaklarına sahip çıkılmalı, bu güzel şehir yaşanmaz hale getirilmemeli, kanun ve yönetmeliklere uyulmalı, yapılan uygulamalar denetlenmelidir’’ diye kaydetti.
İlayda ZEYBEK