![]() |
Tweet |
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan, ”Çok ciddi bir şekilde uyarıyorum; Antalya’da depremi bile beklemeden İstanbul’da kendi kendine yıkılan bina gibi göçecek onlarca yapı var” dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan, yıllardır Antalya’da ki yapıların deprem riski taşıdığı yönünde açıklamalar yaptıklarını, vatandaşları ve yetkilileri bir felaket yaşamadan tedbirlerini almaya, duyarlı olmaya davet ettiklerini ancak kentteki yapı stokunun ciddi risk içerdiği konusunda kamuoyunu ikna edemediklerini söyledi.
BİRÇOK BİNA GÖÇECEK!
Akdoğan, her depremden sonra vatandaşların İnşaat Mühendisleri Odası’nı arayarak yapılarıyla ilgili bilgi almak, yapılarının depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek istediklerini ancak depremin üzerinden birkaç ay bile geçmeden telefonların sustuğunu, yapılarıyla ilgili teknik destek almak isteyen kimsenin kalmadığını ve herkesin kendi rutinine döndüğünü kaydederek, ”Ben çok ciddi bir şekilde uyarıyorum; Antalya’da depremi bile beklemeden İstanbul’da kendi kendine yıkılan bina gibi göçecek onlarca yapı var. Vatandaşlarımız bu yapılarda başlarına gelebileceklerden bir haber yaşamaya devam ediyorlar. Vatandaşlarımızın yapılarını bir inşaat mühendisine kontrol ettirmeleri gerekiyor. Özellikle 2000 yılından önce yapılmış yapılarda ikamet eden vatandaşlarımız bu konuda daha da duyarlı olmalılar. Çünkü 1998 yılına kadar Antalya 4’üncü derece deprem bölgesi kabul ediliyordu. Aynı zamanda beton teknolojisi bu kadar gelişmemiş, nervürlü demir kullanılmıyordu. Bunların yanı sıra o dönemlerde profesyonel bir denetimde olmadığı için yapıların projelerine uygun olarak yapılmadığını da söyleyebiliriz” dedi.
ACİLEN BOŞALTILMALI!
Kontrolsüz tadilatlar yapılan, bina bakımları düzenli olarak yapılmayan, beton kalitesinin düşük olduğu, nervürsüz demir kullanılan, denetimlerin yetersiz olduğu dönemde yapılmış olan yapıların ciddi riskler içerdiğinin altını çizen Akdoğan, “Bu saydıklarımızdan herhangi biri bile; yapınızda varsa, bir inşaat mühendisinden yardım almanız gerekiyor. Bizler öyle yapılarla karşılaşıyoruz ki; ben o yapıda ikamet ediyor olsam acilen boşaltırım. Ancak vatandaşımız o riskli yapının depreme dayanıklı olduğunu iddia ediyor. Sağlamlık kriteri olarak ‘bu binayı yapan müteahhitte burada oturuyor’ diyeni mi arasınız, ‘yapılırken babam bir torba daha fazla çimento attı’ diyeni mi? Öyle saçma argümanlar duyuyorum ki artık bunların ben bilinçsizlikten değil çaresizlikten söylendiğini düşünüyorum. Yıllarca çalışmış başını sokabilecek bir ev sahibi olmuş emekli bir vatandaşa evin riskli dediğin zaman ekonomik olarak yapabileceği hiç bir şey olmuyor. Yapının savunmaya geçiyor” diye konuştu.
TEŞVİKLER YETERSİZ!
Kentsel dönüşüm için verilen teşviklerin yetersiz olduğunu ileri süren İMO Başkanı Akdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizde gerçek anlamda kentsel dönüşüm yapılabildi mi bilmiyorum. Antalya’da yapılamadı. Kentimizde üç mahallede ‘kentsel dönüşüm’ adı altında çalışma yapıldı. Bunlar; Gülveren Mahallesi, Güneş Mahallesi ve Santral Mahallesinde yapılmış olan çalışmalar. Bu üç bölgede gece kondu bölgesi olup, risk önceliği olmayan yerlerdi. Bu bölgelerin ihtiyacı kentsel dönüşüm değil doğru bir imar planıydı. Buralarda ‘kentsel dönüşüm’ adı altında çalışmalar yapıp gerçekten önceliği olan yerler görmezden gelindi.”
KİRA YARDIMI YETERSİZ
“Öte taraftan 2013 yılında 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ilk çıktığında kamuoyundaki adıyla kentsel dönüşüme giren bir yerde; ruhsat ve iskan harçlarından, tapu harçlarından muaf olunuyordu ve vatandaşlara kira yardımı olarak 600 TL para yardımı yapılıyordu. 2013 yılında asgari ücret 770 TL civarındaydı ve yaklaşık asgari ücretin yüzde 80’ı civarında bir yardım yapılıyordu. Bugün kira yardımı olarak 4 bin 500 TL yardım yapılıyor. 4 bin 500 TL’ye kiralık ev bulabilir misiniz? Ruhsat harçlarından yıkılan yapının metrekaresi kadar muaf olabiliyorsunuz. Birçok belediye riskli yapı tespiti olsa bile ruhsat harcı almaya da devam ediyor.”
KARAR VERİCİ YEREL YÖNETİMLER OLMALI
Akdoğan, açıklamasının sonunda, alan bazında kentsel dönüşüme giren bölgelerde imar planının Ankara’dan Cumhurbaşkanlığı oluruyla geçtiğini de ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada anlaşma yapacak malikler nasıl bir planın onaylanacağını öncesinde bilemiyorlar. Bu belirsizlik hem bu bölgede ikamet edenleri hem de yatırımcıyı kentsel döşüme uzak durmaya itiyor. Plan tadilatlarında karar verici yerel yönetimler olmalıdır. Hem bölgenin dinamiklerine hakim hem de süreç yerelde yürüyeceği için daha hızlı sonuçlanacaktır. Bizler İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak sosyal medyamızda binaların değerlendirilmesiyle ilgili bilgilendirme videoları hazırlıyoruz. Kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz. Bizler üzerimize düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Yerel yönetimlerde bu bilinç ve kararlılıkla hareket ederse daha yaşanabilir bir Antalya’ya hep birlikte kavuşuruz.”
Kubilay ELDEMİRCİ