Bugun...

7/24 ALLAH’A (cc) İBADET FORMÜLÜ

 Tarih: 13-01-2025 12:03:00
Mehmet TÜRKER

Formel olmayan ibadetler, belirli, zaman ve mekânda, belirli kurallar dâhilinde yapılması istenen ibadetlerin dışında kalan, Müslüman insanın günlük hayatındaki tüm zaman dilimlerini içeren davranışlarıdır. Bu "zaman dilimlerinde yapılacak olan ve tamamen insanın günlük yaşamıyla ilgili görünen, ahretle ilgisi düşünülmeyebilecek olan davranışların da Yüce Allah'ın koymuş olduğu ilkeler dâhilinde kalmak şartıyla ibadet kapsamına girdiğini ifade etmek gerekmektedir. Kuran-ı Kerim'de, sözgelimi, ölçü ve tartıda doğruluğun iyi bir davranış olacağı (hayr) ve sonuç itibariyle de yararlı ve güzel olacağı vurgulanmaktadır.

Benzer bir şekilde insanlara borç vermenin Allah'a borç verme anlamına geleceği ve bunun karşılığında yapılan günahların silineceği, ayrıca bir mükâfatlandırmaya gidileceği ve bu eylemde bulunana verdiğinin kat kat fazlasının verileceği ifade edilmektedir. Ayrıca hadislerde, ağaç dikerek veya ekin ekerek insanlara veya hayvanlara fayda sağlamanın, insanın; ailesine infakta bulunmasının, kardeşinin yüzüne gülümsemesinin, iyiliği emredip kötülükten men etmesinin, yolunu şaşırmış olana yol göstermesinin, taşı, dikeni, kemiği yol üzerinden kaldırmasının, yardımda bulunmasının, hatta eşiyle cinsi münasebette bulunmasının sadaka kapsamında değerlendirildiği görülmektedir. Anlaşılacağı üzere, tamamen günlük hayatın bir parçası diye nitelendirilebilecek olan maddi fiiller, insanın bedeni yönünü tatminine ait davranışlar, ibadet olarak değerlendirilmektedir.

Ferdin ilahi emirler doğrultusunda işleyeceği her fiil, onu Yüce Allah'a yaklaştırmaya ve sonsuz âleme bağlanmaya bir araç niteliğinde olacağından, insan bunu yapmakla Yüce Allah'ın evreni yaratmasındaki gayesini gerçekleştirmiş olacaktır. Allah Resulü (s.a.v.), yeryüzünün tamamının mescit olduğunu belirtmiştir. Bu bakış açısından anlaşılması gereken anlamlardan biri de, dünyevi fiillerle ibadetlerin bir bütün olarak değerlendirilmiş olmasıdır. O halde Müslüman bireyin ibadeti, cami duvarları ile, başka bir ifade ile formel ibadetlerle sınırlı değildir. Yaşantısını Yüce Allah'ın belirlemiş olduğu ilkeler çerçevesi dâhilinde devam ettirmesi halinde; iş yeri, okulu, çarşısı, evi ve benzeri tüm mekânlar onun için birer mescit olur. Bu mekânlarda kendisinden sudur eden aktiviteler bütünü ise ibadet konumuna geçer.

 

Neticede, Kuran semantiği açısından ayetin anlamı incelendiğinde, Kuran öncesi dönemde geniş yelpazede bir anlam alanına sahip olan ibadet kavramının, Kuran'da daha dar ve özel bir anlam örgüsü içerisinde, sırf Allah'a itaat etmek anlamında kullanıldığını ve bu anlamda kelimenin kullanımının daha dar bir alana çekildiğini; ancak bu dar alan içerisinde çok geniş bir anlam ağı kazandığını belirtmek mümkündür. Binaenaleyh, ilgili ayetteki ibadet kavramının söz konusu geniş anlam örgüsü, Müslüman bireyin hayatının bir bütün olarak dini görünümlü olduğunu olması gerektiğini ifade eder. Ancak bu geniş ve bütüncül yaklaşımın sağladığı bakış açısıyla, insanın sırf ibadet etmek amacıyla yaratıldığını ifade eden ayet daha doğru ve sağlıklı bir şekilde anlaşılabilir.

İbadeti belirli zaman ve mekânlarda yapılan belirli ritüellerle sınırlamak, ayetin anlaşılma imkânını ortadan kaldıracağı gibi, yaşam içerisinde bir parçalanmışlığa, ibadet ve ibadet dışı şeklinde iki ayrı alanın oluşmasına neden olacak ve neticede, Hz. Peygamber dâhil, hiçbir insan bu ayete muvafık bir hayat tarzını yaşayamamış olacaktır yaşayamayacaktır. Zira ilgili ayette; "sadece bana ibadet etsinler diye" ifadesi kullanılmaktadır. Oysa her insanın belirli zaman veya mekânda ve belirli kurallar dâhilinde İcra ettiği ibadetlerin dışında yapmış olduğu davranışlar da vardır ve bu anlayışla bunların ibadet kategorisi içerisine dâhil edilebilmeleri mümkün değildir. Din, Müslüman bireyin hayatının sadece ibadetler yönünü değil, bütün yönlerini belirli bir disiplin altına alarak, ibadet olarak değerlendirir.

 

*Bu makale Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tefsir Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Şehmus Demir’in Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisinde yayımlanan İNSANLARI VE CİNLERİ ANCAK BANA iBADET ETSİNLER DİYE YARATTIM AYETİNİN ANLAM VE YORUMU ÜZERİNE adlı makalesinden alıntılanmıştır.

 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI