Bugun...

SEBE MELİKESİ ÖZELİNDE: ÇEVRE ŞARTLARININ KİŞİNİN İNANCINA ETKİSİ

 Tarih: 07-04-2025 16:07:00
Mehmet TÜRKER

Din değişimi, kişinin içerisinde doğduğu toplumdan veya aileden edindiği bazı bilgileri farklı gerekçelerle sorgulayarak yeni bir dine girme eylemidir. Kişinin din değişiminde etkin olan olaylar ve olgular değişiklik arz edebilir. Kişi dinini değiştirdiğinde yeni dini açısından mühtedi olmuş iken, terk ettiği din açısından mürted olmuştur. İhtida ve irtidatın da bazı değişken sebepleri olabilmektedir. Mutsuz bir aile yapısı, sorunlu sosyal ve psikolojik ilişkiler, kendi dininin kişiyi tatmin edememesi veya inancına dair bazı soru ve sorgulamaların cevaplanamaması gibi durumlar din değişimlerinde etkin rol oynayabilmektedir. Kişinin içerisinde bulunduğu sosyal çevrenin bu durumu lehte ve aleyhte etkilediğini söylemek mümkündür.


Neml suresinin 43. ayeti Melike’nin içerisinde bulunduğu sosyal çevreye ve bu çevrenin onun dini algısına etkisine dair bir bilgi vermektedir. Söz konusu ayet lafzı ve meali itibariyle şu şekildedir: “Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekten o, küfre sapan bir kavimdendi.” Müfessirlerin büyük bir çoğunluğuna göre kadının içerisinde bulunduğu sosyal çevre veya toplumun inancı onun hakikati bulmasına engel teşkil etmekteydi. Mâverdî (ö. 450/1058) ve Kurtubî (ö. 671/1273) Sebe toplumunun Mecusi olabileceğini ve dolayısıyla Melike’nin içerisinde bulunduğu toplumun dini inancı ve şeytanın telkinleri sebebiyle hakikati bulamadığını ifade eder.


Şirk, mutlaka istisnaları olmakla birlikte, toplumdaki bireylerin içerisine doğdukları bir durum olması sebebiyle devamlılık arz edebilen bir haldir. Melike’nin içinde doğduğu ve büyüdüğü ortam tümüyle şirkten müteşekkildi, dolayısıyla hakikate ulaşabilme imkânı yoktu. Bu şartlar altında hidayete yol bulabilmesi mümkün görünmemekteydi. Melike inançsız bir toplumdan geliyordu. Çocukluğundan beri sahte tanrılar önünde eğilmeye alışık olduğundan, bu durumu hak yolu bulmasına engel olmuştu. Nitekim o, Hz. Süleyman ile ilk buluşmada doğru yolu buldu ve iman etti.


Kâfir bir toplumda yetişmiş olması, güneşe ve bunun gibi Allah'ın yarattıklarına tapınılan bir ortam Melike’nin Allah'a ulaşmasına ve ona ibadete engel olmuştu. Müfessirlerin kahir ekseriyetinin 43. ayeti sosyal çevrenin kişinin inancını etkilemesi minvalinde yorumladığını müşahede etmekteyiz. Her ne kadar yorumlar mezkur yönde yoğunlaşmaktaysa da ayete farklı anlamların verildiğini de beyan etmemiz gerekir.


Melike’nin içerisinde bulunduğu şartların veya sosyal çevrenin onu imandan uzaklaştırdığına dair başka bir ayet daha vardır. Aynı surenin 24. ayeti lafzen ve mealen şu şekildedir “Ancak onun ve halkının Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını da gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş, böylece onları yoldan alıkoymuş; bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar.” Bu ayet şeytanın Melike’yi ve kavmini doğru yoldan alıkoyduğunu ve doğru yolu bulamadıklarını beyan etmektedir. Müfessirlerin bazısı 24. ayetteki ifadenin kime ait olabileceğini tartışmışlar, bu sözün önceki ve sonraki ayetler gibi Hüdhüd’e ait olabileceğini beyan etmişlerdir. Bazıları ise bu ayetteki sözün Allah’a ait bir ara cümle olabileceğini dile getirmiştir. Söz kime ait olursa olsun, ilgili ayet sosyal çevrenin kişinin inancını şekillendirdiğini açıkça ifade etmektedir. Bu başlık altında incelediğimiz iki ayet, müfessirlerin kahir ekseriyetinin de ifade ettiği üzere, kişinin inancının çocukluğundan başlayıp süre gelen sosyal çevresi tarafından etkilendiğini açıkça ortaya koymaktadır.


*Bu yazı Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Bayram Ayhan’ın Artuklu akademi dergisi 2021/8 sayısında yayımlanan “Neml Sûresi 43. Âyetine Dair Sosyo-psikolojik Bir Yorumun Tahlili” adlı makalesinden alıntılanmıştır.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI