Bugun...
SON DAKİKA

ÇOCUK KARŞISINDA ACZE DÜŞEN BİR DİNE İNSAN NEDEN HALA İNANIR?

 Tarih: 28-04-2025 14:00:00
Mehmet TÜRKER

Hz İbrahim insanların gökcisimlerini ve putları bir güç ve ilah olarak gördükleri bir zamanda dünyaya gelir. Aklı ermeye başlayınca, babasına ve kavmine, Allah’ın âlemlerin yaratıcısı, onların tapındığı putların ise hiçbir şeye gücü yetmeyen aciz varlıklar olduğunu beyan eder. Kimsenin onu dikkate almadığını görünce de, hakikati bizzat kendilerine en etkin şekilde izhar etmek için bir plan yapar. Bir bayram sabahı insanların olmadığı zaman diliminde put haneye girer ve tüm putları kırar. Putları kırdığı baltayı da en büyük putun boynuna asar. Kavmi tapınmak için put haneye girdiğinde gördükleri manzara karşısında çok şaşırır ve bu işi Hz. İbrahim’in yapabileceğini düşünerek onu
sorguya çekerler. Hz. İbrahim de bu eylemi kendisine değil, kırılan putlara sormalarını söyler.

 


Bu olay ve sonrasında gelişen durumlar ilgili ayetlerde mealen şöyle yer alır: “Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın, İbrahim?" dediler. "Hayır, onu şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşabilirlerse haydi onlara sorun!" dedi. “Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.” Sonra çok geçmeden yine eski kafalarına döndürüldüler: "Gerçek şu ki sen bunların konuşmadıklarını biliyorsun!" dediler.” Hz. İbrahim’in eylemi sonrası, yanlış bir inanışa sahip oldukları hakikatini bizzat kendi vicdanlarına dönerek kendi ağızlarıyla dile getirmektedirler. Ne var ki, bu besbelli duruma rağmen, her ne kadar konuşma yetisinden mahrum olsalar da ilah olarak tapındıkları putların onları cezalandıracağından endişe ederek tekrar eski inançlarına rücu ettiler. Eski inançlarına dönmekle yetinmediler; her batıl ehlinin yaptığı üzere hakkı ve hakikati yüzlerine çarpan ve onları rezil rüsva ve batıl inançlarını alt üst eden Hz. İbrahim’e amansız bir düşman muamelesi yaptılar ve onu ateşte yakmak suretiyle öldürmek istediler.

 

 

Olayın devamı Enbiyâ Sûresinin 61. ayetinde dile getirilir: “Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar." Ayette geçen onlar şahitlikte bulunsunlar” ibaresinin birkaç muhtemel manası vardır. Birincisi, insanlar arasından birileri Hz. İbrahim’in olası itirazlarına karşılık aleyhte şahitlik edecek ve Hz. İbrahim’in putlar aleyhinde söylem ve eylemlerde bulunduğunu beyan edeceklerdir. Bir diğer amaç Hz. İbrahim’e verilecek ceza üzerinden başkasının bir daha böylesi bir eyleme girişmemesini sağlayarak sosyo-psikolojik/toplumsal baskı oluşturmaktır. Başka bir gaye ise onun insanlar önünde ilahlarını tahkir etme eylemi karşılığında tahkir edildiğine ve kendisine verilecek cezaya şahitlik etmektir. Ne var ki durum onların beklediğinin tam tersi olmuştur. Mevdûdî’nin isabetle vurguladığı üzere, aslında Hz. İbrahim’in tam olarak istediği de buydu. Tüm insanlar onun cezalandırılmasına şahitlik edecek iken, Hz. İbrahim tüm ileri gelenlerin ve sıradan insanların toplandığı bir alanda eylemini gerçekleştirecek ve hakikati tüm netliğiyle onların yüzüne vuracaktı. Hz. İbrahim’i kitleler önünde rezil etmeyi düşünen din ve devlet adamları Hz. İbrahim’e arzuladığı fırsatı altın tepsi ile sunacaklarından habersizdiler.

 

 

Bir çocuğu bırakın öldürmeyi, kendi elleri ile bir çocuğun tuzağına düşmüşlerdi. Arzuladıkları sonuca ulaşamadıkları gibi, kendilerinin ve inandıkları putların acizlikleri hat safhaya ulaşmıştı. Lakin düştükleri bu acizliğe ve gerçeği görmelerine rağmen (Günümüzde de olduğu gibi) sırf dünyalık çıkar uğruna vicdanlarının doğru sesine kulak tıkayarak, Allahın ve peygamberin mesajını inkâr etmeye devam ettiler.

*Bu köşe yazısı, Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı Öğretim üyesi, Doç. Dr. Bayram Ayhan’ın Artuklu akademi dergisi 2021/8 sayısında yayımlanan “Neml Sûresi 43. Âyetine Dair Sosyo-psikolojik Bir Yorumun Tahlili” adlı makalesinden alıntılanmıştır.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI