Bugun...
SON DAKİKA

KAFA KARIŞTIRAN AYET MEALLERİ

 Tarih: 08-05-2025 14:34:00
Mehmet TÜRKER

Her dilin kendine göre bir anlatım/ifade tarzı vardır. Çoğu zaman aynı kültüre sahip insanların sözlü diyaloglarında ifade sorunu yaşanmamaktadır. Kişiler aşına oldukları bu kültür neticesinde konuşmalarda çoğu zaman anlatılmak isteneni tam ve eksiksiz olarak anlarlar. Sorun bu sözlü kültürün yazıya geçmesi ile başlar. Her ne kadar söz yazıya geçse de aynı kültüre sahip kişi yazıda anlatılmak istenen manayı aşina oldukları sözlü kültürün etkisi ile tam ve eksiksiz anlayabiliyorlardı. Lakin aynı metin bir başka kültüre aynı şekilde nakledilince ortaya vahim derecede kaçınılmaz anlam hataları çıkmaya başladı.

 

Bu vahim hatalardan en çok Türkçeye çevrilen kuran-ı kerimler ve hadisi şerifler nasibini almaktadır. Masa başı ve sözlük eksenli tercümeler yüzünden, kafa karıştıracak kuran meallerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Arap dilini sözlük manası ile bilipte kültürel manada kullanımını bilmeyen bazı mütercimler yüzünden İslam’a düşman olanların sayısı artmaktadır. Aynı mealleri okumanın sebebi ile ister istemez Müslümanların da kafası karışmaktadır ve Allah (cc), Peygamber ve gönderdiği din hakkında iç dünyalarında şüpheler oluşmaktadır.

 


Bu konuya ilk olarak kasas suresi 56. Ayetini örnek verebiliriz. Ayet çoğu meallerde şu şekilde anlam verilmiştir: "Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir". "Sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin, ama Allah, dilediğini doğru yola eriştirir, Doğru yola girecekleri en iyi O bilir". "Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O, doğru yola gelecekleri daha iyi bilir".

 

Ayete bu şekilde bir meali/tercümeyi uygun gören mütercimler acaba dünya hayatının var oluş gayesini anlatan "gerçek şu ki biz, onlardan öncekileri de imtihan ettik. Böylece Allah, doğru söyleyenleri de ortaya çıkaracak, yalancıları da elbette ortaya çıkaracaktır" (29/3) gibi ayetleri hiç mi görmediler? Yoksa görmelerine rağmen, bu iki ayet arasındaki mana ve anlam farklılıklarını göz ardı mı ettiler?

 

Bu anlam farklarını gördükleri halde ayetlere çelişki oluşturacak şekilde anlam tercümesi veren kişi ya da kişiler bence ilk önce nasıl bir Allah ve din inancına sahip olduklarını yeniden gözden geçirmeleri gerekir. Çünkü, bu şekildeki bir tercüme (haşa) Allah-u Teala’yı yalancı durumuna sokmaz mı? Bu iki ayeti yan yana düşünen İnsanlar bu kitapta çelişki var düşüncesi olmaz mı?

 

Oysa Allah-u Teâlâ Aynı kitapta: Hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı" (4/82) demiyor mu? Allah-u Teâlâ bu kitapta bir çelişki yok ve ben bu dünyayı imtihan için yarattım diyor birileri de kalkıp kaş yapayım derken göz çıkararak: Allah dilediğine hidayet nasip eder şeklinde ayeti tercüme ederek sanki kitapta tezat varmış gibi bir vehmin oluşmasına zemin hazırlıyor. Biriside kalkıp bu şekildeki tercümelerden dolayı kuran ve Allah(cc) hakkında ileri geri konuştuğunda adamı din düşmanı, İslam düşmanı ya da kâfir ilan ediyoruz.

 

Oysa ayeti "Fakat Allah, dileyen kimseyi (iyi niyet ve gayretine göre) doğru yola eriştirir" ya da "hidayete erme kurallarını ancak Allah (cc) belirler bu kurallara kim riayet ederse o kişi hidayete erer. Kimde riayet etmese sapıklıkta kalır" şeklinde Türkçe kültürüne uygun bir parantez içi ile insanların kafalarının karışmayacağı ve Allah ve kuran hakkında kötü düşüncelere kapı açmayı önleyecek bir mana verilebilirdi. Onun için olsa gerek ki Allah-u Teâlâ: "emanetleri ehline verin" (4/58) buyuruyor.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI