Bugun...
SON DAKİKA

KURANDA ALLAHIN KADINLARI DÖVMEYİ EMRETTİĞİ SÖYLENEN AYETİN KELİME ANALİZİ-5: NÜŞÜZ-2*

 Tarih: 05-11-2024 12:17:00
Mehmet TÜRKER

Kur’ân’da, “Dahası O, duman halinde olan semaya iradesini yöneltti; ardından Sema’ya ve arza, ‘İsteyerek veya istemeyerek (varlık sahnesine) gelin!’ buyurdu. ‘İsteyerek geldik’ dediler.” (Fussilet 41/11) ayetinde aynı kökten olan “ طَوْعاً ” (tav’an) kelimesi “isteyerek gelmek” anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla ayetin bağlamı, geçimsizlik durumunda “isteyerek geçimsizliği sonlandırmaya ikna etmek” şeklinde ifade edilebilir. Bu durumda ayetin önerdiği ve erkeğin eşini ikna etmeye yönelik teklifleri olan üç hususun da barışmaya yarayacak öneriler olması icap eder.

Nisa suresi 34’üncü ayette tavsiye edilen ilk iki husus; karşılıklı konuşmak ve erkeğin kadını sadece bir cinsel meta olarak görmediğini de hissettirecek şeklide olmalıdır. Bunun bir göstergesi olarak da ikinci yöntem yataklarından ayrılıp erkeğin ve kadının ayrı bir odada veya yatakta yatması; böylece kadının da erkeğin de aradaki problemi yeniden düşünmesine, her ikisinin de barışmasına, isteyerek itaatin gerçekleşmesine ve aralarının düzelmesine katkı sağlayacaktır.

Üçüncü tavsiye olan darp etmeye dövmek anlamı verildiğinde bu anlamın barışmaya katkı sağlayacağını söylemek zordur. Dolayısıyla bu üçüncü ilkenin barışmaya ve gönüllü olarak itaate vesile olacak bir anlam içeriğine sahip olması zorunludur. Bu gönüllü itaati döverek sağlamanın mümkün olmadığı da açıktır. Bu durumda ayeti yeniden ele alacak olursak, kadının başkaldırma ihtimalinin belirdiği ailede erkek ve kadının yaşadıkları problemi karşılıklı olarak konuşmaları gerektiği anlaşmazlığın çözümü için zaruridir. Aynı zamanda erkeğin kadını sadece cinsel bir obje olarak görmediğini açıkça hissettirecek şekilde her iki tarafın da yaşanan olumsuzluklar üzerinde düşünüp karar vermesini sağlayacak bir imkânın, erkeğin kadını yatağında yalnız bırakarak ortaya konmasının önemi de açıktır.

Bunlarla birlikte bir şey daha yapılabilir o da, anlaşmazlığın çözüme ulaşmayıp devam ettirilmesi durumunda ailede meydana gelecek olumsuzluklara dikkat çekmek üzere daha önce benzer olumsuzlukları yaşayan başka ailelerin durumunun göz önüne alınmasıdır. Bu durumda ayetin tavsiyeleri arasında üçüncü sırada zikredilen darp etmeye, “anlaşmazlığın giderilmemesi durumunda ortaya çıkması muhtemel problemlerin örnekleme yoluyla anlatılması” şeklinde bir anlam verilebilir.

Bu üç önerinin ailede baş gösteren geçimsizliği ve anlaşmazlığı çözmeye katkı sağlayacağı açıktır. Bu tür bir anlam, "ضرب" (darabe) kelimesinin başka ayetlerde bu manada kullanılmış olması münasebetiyle, Kur’ân’ın kendi dil yapısına da uygundur. Çünkü pek çok ayette söz konusu kelime, “darbı mesel” yani örnekler vererek anlatmak ve örnekler üzerinden ders çıkarmak anlamında kullanılmıştır. Ayetteki “ وَاضْرِبُوھُنَّ ” (vedribuhunne) ifadesini “örnekler vererek ikna yollu anlatım” manasında ele alarak ailenin kurtarılmasına vesile olacak bir anlayışın ortaya konması şeklinde anlamak mümkündür. Bu durum, Hz. Peygamber’in hayatı ve tavsiyeleriyle birebir uyum içerisinde olacağı gibi kadının gönüllü olarak problemin çözümünde aktif rol almasını sağlanması açısından da bağlama uygun düşecektir.(son)

*Beş bölüm halinde yayınladığımız Siirt Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı, Öğr. Üyesi Dr. Abdulkadir KARAKUŞ’un e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi/ Aralık-2019 Cilt:11 Sayı:3 de yayımlanan “çokanlamlı kelimeler içeren ayetlerde bağlam ve anlam ilişkisi: nisâ suresi 34’üncü ayetin anlamı” adlı bu çok güzel makalesi için kendi adıma şükranlarımı sunarım.

YUKARI