MATRİX: yıllar önce dünyayı kasıp kavuran izlenme rekoru kıran bir filimdi. Bu film her ne kadar bilim kurgu tarzı olsa da içinde dini içerikli subliminal mesajlar barındırıyordu. Filim içerisinde Hıristiyan ve Yahudilik içerikli temalar barındırsa da istemeden de olsa İslami söylemlere de yer vermek zorunda kalıyordu. Çünkü üç dinde ilahi kaynaklı olması sebebi ile bazı söylemlerde kesişmek zorunda kalıyordu.
Öncelikle filmde ilk üç karakterin öne çıktığını görüyoruz. Başta kötülük timsali şeytanı temsil eden ajan smith. Diğer ikisi ise Neo ve Morpheus. Morpheus peygamber karakterinde iken Neo ise Mesih ya da mehdi simgesini temsil ediyordu. Çünkü Neo: hemen hemen her inanışta var olan, peygamberlerin dahi yap(a)madığı bütün insanlığı kurtarma, yeryüzünde kötülüğe son verme işinin yapılması beklentisinin bir tezahürüdür. Hal böyle olunca bir bakıma Mehdi ya da Mesih yeryüzüne barış gelmesi umudunu taşıyan her insanın gözünde peygamberlerden daha üstün konumdadır.
Morpheus’un peygamberi simgelediğini Neo ya hapları verirken söylediği laftan anlıyoruz. Peygamberler insanlara biz uyarıcıyız sizi uyarmakla görevliyiz size sadece neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatabiliriz dedikleri (Maide/5) gibi Morpheus’ da Neo’ya hapları uzatırken: Bu senin artık son şansın. Bundan sonra artık geri dönüş olmayacak. Mavi hapı alırsan eğer hikâye sona erer. yatağında uyanırsın istediğin her ne ise ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan harikalar dünyasında kalırsın. Bende tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm. Unutma! sana vaat ettiğim sadece gerçek der ve Neo kırmızı hapı yutar.
Allah-u Teâlâ tarafından seçilen peygamberlerin en önemli görevlerden birinin Hicr suresi 89.de şöyle dile getirmeleri isteniyor: De ki: “Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.” (Bundan sonrası size ait) Öyle ise dileyen iman etsin; dileyen inkâr etsin! (18/29) denilerek insanların Dünya ya da ahret noktasında tercihlerine hiçbir peygamberi bir müdahalenin ol(a)mayacağı dile getirirken, insanların dünyanın gerçek tatlarını yaşaması, tatması adına kendini adayan bir yol gösterici olan Morpheus, Neo ile dövüş sahnesi sonunda:- “Aklını özgürleştirmeye çalışıyorum. Ama ben sadece kapıyı gösterebilirim. Kapıdan girmesi gereken kişi sensin” diyerek aynı bir peygamber misyonuna bürünmüş gibi görünüyor.
Filmde şeytanın görevi ise ajan smith’e verilmişti. Nasıl ki gerçek hayatta şeytan insanları gerçeklerden uzaklaştırıp hayaller peşinden koşturuyorsa ajan simitte varlığını devam ettirebilmek için insanları gerçek hayattan koparıyor onlara hayali, geçici bir mutluluk vaat ediyordu. İşin ilginç tarafı ise insanların bu hayale bile bile razı olmalarıydı. Aynı günümüz birçok insanının geçici dünya hayatını sonsuz ahret hayatına bile bile tercih etmeleri gibi.
Bana göre filmin en dramatik ve güncel karakteri Cypher’dı. Cypher ahrete inandığını söyleyen lakin bile bile dünya hayatının çekiciliğine kendini bırakan insanı temsil ediyordu. Ajan Smith (şeytan) ile yemek yediği sahnede ihanetine karşılık istediği şeylere baktığımız zaman yaptığı tercihinde bilinçli olduğunu görüyoruz. Çünkü o bifteği yerken: “Biliyor musun ben bu bifteğin var olmadığını biliyorum. Ama ağzıma attığımda matrix bana bu bifteğin sulu ve lezzetli olduğunu söyleyecek. Dokuz yıldan sonra neyi anladım biliyor musun? Cehalet Mutluluktur” der ve sanal/geçici hayata bile bile razı olur.
Aslında bu sahnede Fussilet suresinin 53. Ayetinde dile getirilen: dün, bugün ve kıyamete kadar ilahi vahye kulak asmayan ve üç günlük dünya hayatını, sonsuz hayata bile bile değişen, tüm insanların zihniyetinin/inancının/mantığının çok güzel bir şekilde anlatıldığına şahit oluyoruz. Böyle bir tercihin neticesi secde suresi 14. Ayetinin sonunda: Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedi azabı tadın" şeklinde olacağı bildiriliyor.