Türkiye’de siyaset sahnesi her gün yeni bir tartışmayla çalkalanıyor. Bir yanda seçim hesapları, diğer yanda siyasi hamleler, gözaltılar, açıklamalar… Ancak halkın gündemi bambaşka. Milletin derdi siyaset değil, geçim. Markette her gün değişen etiketlere bakıp çaresizce derin bir nefes çeken de, faturalar birikmişken ay sonunu nasıl getireceğini düşünen de, iş bulamayan genç de aynı sorunun içinde.
Bugün Türkiye’de sokaktaki vatandaşın öncelikli meselesi, siyasette kimin ne dediği değil, mutfaktaki yangın. Gıda fiyatları, kiralar, faturalar derken insanlar adeta hayatta kalma mücadelesi veriyor. Enflasyon rakamlarının sürekli tartışıldığı bir ortamda, markete giren herkes gerçek enflasyonun ne olduğunu zaten cebinde hissediyor.
Siyasi partiler, seçim stratejileri üzerinde kafa yorarken, halk bambaşka bir noktada duruyor. Bugün çarşıya, pazara, dolmuşa, kahvehaneye gidin; insanlar siyaset konuşmuyor. Geçim sıkıntısını, pahalılığı, işsizliği konuşuyor. Eskiden kahvehanelerde hararetli siyasi tartışmalar yapılırdı, bugün o masalarda ekonomi konuşuluyor. Çünkü vatandaş, geleceğini, çocuğunun eğitimini, kirasını, mutfak masrafını düşünüyor.
Evet, halk şu an için siyasete çok fazla kafa yormuyor gibi görünüyor. Ancak bu, olup bitenin farkında olmadığı anlamına gelmiyor. Türkiye’de halkın hafızası güçlüdür. İnsanlar, şu an önceliklerini geçim sıkıntısına vermiş olabilir ama günü geldiğinde bu yaşadıklarını da unutmayacaktır.
Asıl soru şu: Ülkeyi yönetenler ve yönetime talip olanlar, halkın gerçek gündemini görmüyor mu? Türkiye’nin siyasi tarihine baktığımızda, ekonomik krizlerin iktidarları nasıl sarstığını defalarca gördük. 2001 krizi, siyasi dengeleri nasıl değiştirdi? 1990’ların sonunda yaşanan ekonomik darboğaz, hangi partileri sahneden sildi?
Bugün de benzer bir süreç yaşanıyor. Ekonomi, her zaman siyaseti belirleyen en önemli unsurdur. Fakat siyasetçiler, halkın gerçek gündeminden uzaklaştıkça, milletin yaşadığı sorunları görmezden geldikçe, kendi sonlarını da hazırlıyor olabilirler.
Halkın tek beklentisi, geçim derdine derman olacak adımların atılması. Seçim meydanlarında verilen vaatler değil, mutfağa giren ekmek önemli. Hayat pahalılığına karşı gerçekçi çözümler sunulmadıkça, siyasi hamleler ne olursa olsun, milletin gözünde karşılık bulmayacaktır.
Bugün sokakta "seçim olsa kime oy verirsin?" diye sorduğunuzda çoğu kişi "bilmiyorum" diyor. Çünkü vatandaşın tek düşündüğü şey, bu ayı nasıl çıkaracağı. Siyaset sahnesinde büyük oyunlar kuruluyor olabilir, ancak unutulmaması gereken tek gerçek var: Aç insanın gözü hiçbir şeyi görmez ama yaşadıklarını da unutmaz.
