Ramazan Bayramı geldi çattı. Çarşılar, alışveriş merkezleri kalabalık, tatil beldeleri ise rezervasyonlarla dolup taşıyor.
Kimileri çocuklarına en güzel bayramlıkları almanın heyecanını yaşıyor, kimileri de aylar öncesinden yaptığı tatil planlarını uygulamaya koyuyor. Ama bir de bayramı buruk geçirenler var…
Bayram, adı üzerinde sevinç, birlik ve dayanışma demek. Ancak her bayram olduğu gibi bu bayramda da bazı aileler için bu kelimeler yalnızca kelime olarak kalıyor.
Maddi sıkıntılar içinde boğuşan aileler için bayram alışverişi yapmak bir lüks haline gelmiş durumda. Çocuklarına bayramlık alamayan, sofraya fazladan bir tatlı koyamayan, misafir ağırlayacak imkânı olmayan yüzlerce aile var.
Eskiden bayramlık heyecanı bambaşkaydı. Çocuklar yeni kıyafetlerini büyük bir sevinçle karşılar, hatta gece uyumadan önce başucuna koyar ve sabah erkenden kalkıp heyecanla giyerdi.
Şimdi ise bazı çocuklar için bayram, diğer günlerden farksız geçiyor. Çünkü onlar için yeni bir kıyafet, yeni bir ayakkabı ya da bir kutu şeker hayal bile edilemeyecek kadar uzak bir lüks.
Bayramlar yalnızca kendi mutluluğumuzu yaşadığımız günler olmamalı. Etrafımızdaki ihtiyaç sahiplerini görmeli, onların bayramı gerçekten bayram gibi geçirmesi için elimizden geleni yapmalıyız.
Bir çocuğa bir çift ayakkabı, bir aileye bayram sofrası hazırlayacak küçük bir yardım, belki de onların hayatında unutulmaz bir iz bırakabilir.
Bayram demek paylaşmak demekse, gelin bu bayram gerçek anlamda paylaşalım. Çocukların gülümsemesini eksik etmeyelim. Bayram herkes için bayram olsun.