Günümüzün hızlı temposu, stresli yaşam koşulları ve bitmek bilmeyen sorumlulukları arasında bir mola vermek hiç bu kadar önemli olmamıştı. Kimimiz müzik dinleyerek, kimimiz kitap okuyarak rahatlamaya çalışıyoruz. Ancak bazıları için en iyi terapi bir fırça ve bir tuval…
Resim yapmak, insanın kendini ifade etmesinin en doğal yollarından biridir. Kelimelerle anlatamadığımız duygular, bazen bir tuvalin üzerinde renklerle dile gelir. Fırçanın her hareketi, içimizdeki stresi dağıtır, bizi o ana odaklanmaya yönlendirir. Bir nevi meditasyon gibidir. Anın içinde kaybolur, dış dünyadan kopar, tamamen yarattığımız esere odaklanırız.
Bilim insanları da resim yapmanın psikolojik faydalarını kanıtlamış durumda. Araştırmalara göre, boyama veya karalama gibi basit sanatsal aktiviteler bile beynin stresle başa çıkmasını sağlayan kortizol seviyesini düşürüyor. Bu yüzden sanat terapisi, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkları olan kişilere önerilen yöntemlerden biri haline gelmiş durumda.
Resim yapmayı sadece yetenekli insanların yapabileceği bir uğraş olarak görenler çok yanılıyor. Resim, tıpkı müzik dinlemek veya dans etmek gibi herkesin iç dünyasını yansıtabilmesi için vardır. Mükemmel bir tablo yapmak zorunda değilsiniz. Bazen basit çizgiler, rastgele renkler bile insanın iç dünyasını anlatmasına yetebilir. Önemli olan, sürecin kendisinden keyif almak ve kafanızı dağıtmaktır.
Resim yaparken seçtiğimiz renkler bile ruh halimizi yansıtır. Mavi huzur ve dinginlik hissi verirken, kırmızı enerji ve tutkuyu ifade eder. Sarı neşe katar, yeşil doğayla olan bağlantımızı hatırlatır. Bir resim yaparken bilinçaltımızda hangi duyguların ağır bastığını fark edebiliriz. Bu yüzden resim, aynı zamanda insanın kendi iç yolculuğunu keşfetmesini sağlayan bir araçtır.
Belki de son yıllarda hepimiz çok fazla düşünüyor, çok fazla plan yapıyor ve zihnimizi gereğinden fazla yoruyoruz. Oysa bazen bir kağıda rastgele çizgiler çizmek bile zihnimizi rahatlatabilir. Belki boyalarla oynamak, belki de bir deftere eskizler karalamak… Önemli olan kendimize bir alan açmak ve yaratıcılığımıza izin vermek.
Sonuçta, hayatın karmaşasında kendimize bir renk katmak hepimizin hakkı. Kim bilir, belki de ruhumuzun ihtiyacı olan şey, bir fırça darbesiyle kendini ifade edebilmek…
