Bugun...
SON DAKİKA

Asgari Ücret ve Kira Gerçeği

 Tarih: 12-08-2024 11:10:00
Neşide BALLI

Türkiye’deki ekonomik gerçeklik, son yıllarda giderek daha fazla hissedilen bir paradoksa dönüşüyor. Asgari ücretin 17 bin lira olduğu bir ülkede, kira fiyatlarının 10 bin liraya kadar yükseldiği bir ortamda, temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Bu durum, pek çok aile ve birey için geçim sıkıntısını, hatta yoksulluk sınırını aşan bir hayatta kalma mücadelesine dönüştürüyor.

Bir ailenin, gelirin neredeyse %60’ını yalnızca kira ödemek zorunda kaldığı bir ortamda, geri kalan %40’la nasıl bir yaşam sürdürebileceği ciddi bir soru işareti yaratıyor. 10 bin lira kira ödeyen bir asgari ücretli, elinde kalan 7 bin lira ile elektrik, su, doğalgaz, gıda, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalıyor. Bu durum, bir ailenin geçim koşullarını neredeyse sürdürülemez hale getiriyor.

Elektrik, su, doğalgaz gibi temel hizmetlerin aylık maliyeti, bir asgari ücretlinin bütçesinde önemli bir yer tutuyor. Ortalama bir faturanın 2 bin lirayı bulduğu bir evde, geriye kalan 5 bin lira ile gıda, giyim, ulaşım, sağlık gibi diğer masrafların karşılanması neredeyse imkansız.

Üstelik bu tablo, herhangi bir acil durum veya beklenmedik masrafların çıkmadığı varsayılarak çiziliyor. Bir sağlık problemi, evde bir eşyanın bozulması veya çocukların eğitim masrafları gibi ek giderler, aile bütçesini tamamen altüst edebilir.

Bu ekonomik tablo, pek çok insanı borç ve kredi kartı kullanımına itiyor. Ancak borçlar, geçici bir rahatlama sağlasa da, uzun vadede daha büyük bir mali yük yaratıyor.

Kredi kartı borçları, yüksek faiz oranlarıyla birlikte hızla büyüyerek, kişiyi geri dönülmez bir borç sarmalına sürükleyebilir. Asgari ücretle geçinen birinin borçlanması, gelecek aylarda daha da zor bir yaşam sürmesine neden oluyor.

Ekonomik sıkıntılar, yalnızca maddi zorluklarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda sosyal ve psikolojik sorunlara da yol açıyor. Yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişim sıkıntısı, aile içi huzursuzluklar ve toplumsal dışlanma gibi problemler, ekonomik dar boğazın bir sonucu olarak ortaya çıkabiliyor. Bu tür sorunlar, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürürken, toplumda genel bir mutsuzluk ve umutsuzluk hali yaratıyor.

Bu durumun sürdürülebilir olmadığı açık.

Peki, çözüm nedir?

Öncelikle, asgari ücretin yaşam maliyetlerine uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Ancak bu tek başına yeterli değil; aynı zamanda kira fiyatlarının denetlenmesi ve kontrol altına alınması da şart.

Devletin sosyal konut projelerine ağırlık vererek, dar gelirli aileler için uygun fiyatlı konutlar sunması önem taşıyor. Ayrıca, temel hizmetlerdeki elektrik, su, doğalgaz yüksek vergilerin gözden geçirilmesi ve gıda fiyatlarındaki artışların önüne geçilmesi de gerekiyor.

Asgari ücretin 17 bin lira olduğu bir ülkede, 10 bin lira kira ödeyerek yaşamak neredeyse imkansız. Bu gerçek, mevcut ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Aksi takdirde, gelir dağılımındaki adaletsizlik, toplumsal huzursuzluğu artırmaya devam edecek ve daha geniş kitleleri ekonomik sıkıntılarla baş başa bırakacaktır.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI