Antalya’nın sokak pazarları, yerel üretici ile tüketiciyi buluşturmasıyla tanınır.
Ancak son dönemde pazar fiyatlarındaki artış ve bu artışın kaynağı, vatandaşlar arasında ciddi soru işaretlerine yol açıyor.
Halden 2-3 liraya alınan ürünlerin pazarda 10 liraya satıldığı iddiaları, "Acaba sokak pazarlarında vergi mi kaçırılıyor?" sorusunu akıllara getiriyor.
Bir ürünün bu denli yüksek fiyatla satılması, sadece arz ve talep dengesine bağlanabilir mi?
Yoksa bu durumun arkasında, kayıt dışı ekonomi mi yatıyor? Sokak pazarlarında pek çok esnafın, vergi levhası ya da fiş-fatura kesmediği bilinen bir gerçek.
Bu durum, hem devleti ciddi bir gelir kaybına uğratıyor hem de rekabet ortamını bozarak dürüst esnafın zarar görmesine neden oluyor.
Tüketici açısından bakıldığında, zaten hayat pahalılığıyla mücadele eden vatandaş, pazardaki yüksek fiyatlarla daha da zorlanıyor.
Üreticiler ise bu sürecin en mağdur tarafı. Hal fiyatlarının düşük olmasına rağmen, ürünlerin pazarda yüksek fiyatlarla satılması, çiftçinin emeğinin karşılığını alamadığı anlamına geliyor.
Peki, çözüm nedir?
Öncelikle sokak pazarlarının daha sıkı denetlenmesi gerekiyor.
Esnafların kayıt altına alınması, fiş ve fatura zorunluluğunun artırılması, devletin hem gelir kaybını önler hem de vatandaşın daha uygun fiyatlarla alışveriş yapmasını sağlar. Ayrıca, fiyat denetimleri yapılarak üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkının azaltılması sağlanabilir.
Sonuç olarak, sokak pazarlarında fiyatların daha şeffaf hale getirilmesi, sadece vatandaşın cebini değil, ülke ekonomisini de olumlu yönde etkiler. Adil ve sürdürülebilir bir ekonomi için bu tür sorunların çözümü ertelenmemelidir.