Türkiye, savunma sanayinde sessiz ama kararlı adımlarla ilerleyerek artık sadece kendi ihtiyacını karşılayan bir ülke olmaktan çıkıp, dünya çapında silah, uçak ve zırhlı araç ihracatı yapan bir ülke konumuna yükseldi. Son yıllarda üretilen yerli ve milli savunma sistemleri, dosta güven verirken düşmana korku salıyor.
Bir zamanlar savunma sanayinde dışa bağımlı bir ülkeyken, bugün Türk yapımı İHA’lar, SİHA’lar, savaş gemileri, tanklar ve füzeler dünya piyasasında kendine yer buluyor. Özellikle Bayraktar TB2, Akıncı, Anka ve Kızılelma gibi hava araçları, sahada gösterdiği başarılarla Türkiye'nin savunma teknolojisinde geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Bugün birçok ülke, Türkiye’den bu sistemleri satın almak için sıraya giriyor.
Milli Muharip Uçak KAAN’ın test uçuşlarını başarıyla gerçekleştirmesi, Türkiye’nin havacılık alanındaki iddiasını bir kez daha kanıtladı. Uzun yıllar boyunca dışa bağımlı olan Türk Hava Kuvvetleri, artık kendi savaş uçağını üretebilecek seviyeye geldi. Aynı şekilde Altay tankı, modern savaş teknolojileriyle donatılarak kara kuvvetlerinin en güçlü zırhlı unsurlarından biri haline geldi.
Savunma sanayisindeki bu atılımlar sadece askeri alanda değil, ekonomik anlamda da Türkiye'ye büyük bir katkı sağlıyor. Bugün Türk savunma sanayii, dost ve müttefik ülkelere satış yaparak milyar dolarlık anlaşmalara imza atıyor. Katar, Azerbaycan, Polonya, Suudi Arabistan ve daha birçok ülke, Türk savunma sistemlerini tercih ediyor.
Savunma sanayisindeki bu gelişmeler, Türkiye’nin stratejik bağımsızlığını güçlendirirken, dışa bağımlılığı da azaltıyor. Eskiden Türkiye, ihtiyacı olan silah sistemlerini dışarıdan satın almak zorundaydı. Ancak şimdi kendi üretimini yaparak hem dış tehditlere karşı daha güçlü hale geliyor hem de ihraç ederek ekonomisine katkı sağlıyor.
Bu atılımlar, Türkiye’yi sadece bölgesel bir güç olmaktan çıkarıp küresel savunma sanayi pazarında söz sahibi bir aktör haline getiriyor. Türkiye artık savunma sanayinde bir tüketici değil, üreten ve ihraç eden bir ülke konumunda.
Türkiye’nin savunma sanayindeki yükselişi, sadece bir başlangıç. Yeni nesil savaş teknolojileri, yapay zekâ destekli sistemler ve yerli motor üretimi ile önümüzdeki yıllarda daha büyük projeler hayata geçirilecek. KAAN’ın seri üretime geçmesi, insansız hava araçlarında yeni nesil modellerin geliştirilmesi ve milli savunma sanayi şirketlerinin büyümesiyle Türkiye, küresel arenada daha güçlü bir konuma yükselecek.
Dosta güven, düşmana korku veren bu gelişmeler, Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durarak geleceğe daha güçlü adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Bu süreçte atılacak her yeni adım, ülkenin güvenliğini ve stratejik gücünü daha da artıracaktır.