Sağlık sistemi, her bir bireyin yaşam hakkını koruyan ve onların en temel ihtiyaçlarını karşılayan bir yapı olarak en güvenilir limanlardan biri olmalıdır. Ancak, son zamanlarda karşılaştığımız sağlık skandalları, bu güveni sarsan ve en kırılgan kesim olan bebekleri doğrudan etkileyen olaylar olarak karşımıza çıkıyor. Masum ve savunmasız olan bu küçük hayatlar, sistemin aksaklıklarının kurbanı oluyor. Sorumsuzlukların, yetersizliklerin ve ihmallerin en ağır yükünü ise yeni doğan bebekler çekiyor.
Son dönemde ortaya çıkan sağlık skandalları, özellikle yeni doğan bebekler üzerinde derin izler bırakıyor. Yenidoğan servislerinde yaşanan ihmaller, ekipman yetersizlikleri ve sağlık çalışanlarının dikkatsizliği bebeklerin hayatını tehlikeye atıyor. Bu skandallara adı karışan kurumlar ve bireyler, sorumluluklarını yerine getirmediği sürece bu masum bebekler hayatlarının daha ilk günlerinde büyük zorluklarla yüzleşiyorlar.
Bebekler, bu skandalların ortasında iki sebepten dolayı en savunmasız durumda: Birincisi, kendi sağlıklarını savunabilecek yaşta ya da durumda değiller; ikincisi ise sağlık sistemindeki sorunların çoğu, onların bakımını doğrudan etkileyen yenidoğan servisleri gibi kritik birimler üzerinde yoğunlaşıyor. Bu servislerde yaşanan en küçük hata bile telafisi imkansız sonuçlar doğurabiliyor.
Bu skandallar, genellikle sistemin yanlış yapılandırılmasından ya da ihmal edilmesinden kaynaklanıyor. Yenidoğan yoğun bakım yataklarının yetersizliği, özel sektörün bu alana yönelik "kârlı yatırım" yaklaşımı, ekipman eksiklikleri ve doktor sayısındaki dengesizlik gibi yapısal sorunlar bu tür skandallara zemin hazırlıyor. Yeni doğan bebeklerin sağlığı, bir sağlık hizmeti olmaktan çıkıp ticari bir faaliyete dönüştüğünde, en temel etik değerler göz ardı ediliyor.
Özel hastanelerde yoğun bakım servislerinin hızlıca açılması ve neonatoloji uzmanları yerine pediatri uzmanlarının bu kritik servislerde çalıştırılması, ciddi bir güvenlik sorunu oluşturuyor. Bu yaklaşım, yenidoğanların ihtiyaç duyduğu özel bakımın sağlanmasını engelliyor ve sonuçta bebeklerin sağlığı tehlikeye giriyor. Sistem bir yandan hızla büyüyor gibi görünse de aslında bu büyüme, bebeklerin hayatlarını riske atan derin bir çöküşü de beraberinde getiriyor.
Elbette bu skandalların yalnızca bebekleri değil, aileleri de derinden etkilediği bir gerçek. Aileler, doğumun getirdiği sevinçle yeni bir hayata adım atmayı beklerken, hastane koridorlarında bebeklerinin yaşam savaşı verdiğini görmek zorunda kalıyorlar. Yaşanan sağlık skandalları, aileleri hem maddi hem de manevi anlamda yıpratıyor. Sistemin ihmalleri sonucu sağlığı tehlikeye giren bebeklerin tedavisi için aileler büyük bir mücadele veriyor, bu mücadele çoğu zaman ekonomik çöküşle sonuçlanıyor.
Aileler, doktorlara ve sağlık kurumlarına güvenmek isterken, yaşanan skandallar bu güveni yerle bir ediyor. Yeni doğan bebeklerinin sağlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan aileler, hem büyük bir belirsizlik hem de derin bir acı yaşıyor. Devletin ve sağlık sisteminin, böylesine temel bir sorunu çözmek yerine bu skandallara göz yumması, toplumsal güvenin zedelenmesine de neden oluyor.
Yenidoğan sağlığı bir ülkenin sağlık sistemi için en önemli ölçütlerden biridir. Bebeklerin ve ailelerin bu kadar savunmasız olduğu bir ortamda yaşanan skandallar, toplum olarak neleri önceliklendirmemiz gerektiğini bize tekrar hatırlatıyor. Sağlık sistemini kâr odaklı yapılarla donatmak, uzun vadede halkın sağlığını tehdit eden bir çöküşü beraberinde getirir.
Eğer bir ülkede yeni doğan bebekler bile sistemin ihmaline kurban gidiyorsa, o sistemin onuru kalmaz. Devletin ve sağlık otoritelerinin acilen bu duruma müdahale etmesi, gerekli önlemleri alması ve skandalların sorumlularını cezalandırması gerekmektedir. Sağlık, sadece bir hizmet değil, bir insan hakkıdır ve bu hakkın korunması, en savunmasız olan bebekler için daha da büyük bir önem taşır.
Toplum olarak, bu skandallara sessiz kalamayız. Sağlık sisteminin ve toplumun onuru, en savunmasızlarımız olan bebeklerimizin sağlığı ve güvenliği ile doğrudan ilişkilidir. Yük, en masum olanların omuzlarına binmemelidir.
